İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ‘Zübeyde Analar ve Oğullar’ filmine ilişkin, “İçimize dokunan kalbimize dokunan ve en önemlisi birebir ‘Zübeyde Anne’ yi yansıtan bir film yapmışlar, inanılmazdı çünkü benim annemden dinlediğim hatıralar var birebir aynı.” dedi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın, savaşlar, salgın hastalıklar, göçler ve yokluk içinde 6 çocuğundan 4’ünü ve eşini kaybederken Atatürk’ü yetiştirdiği hikayelerin yer aldığı “Zübeyde Analar ve Oğullar” filminin galası yapıldı.
Nazım Hikmet Kültür Merkezinde düzenlenen galada, filmi izledikten sonra basın mensuplarına açıklama yapan Akşener, senaryodan çok etkilendiğini ve kendisini geçmiş yıllara götürdüğünü söyledi.
Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’a zaman zaman haksızlık yapıldığına vurgu yapan Akşener, bu filmin kendisini acıya sevk ettiğini aktardı.
Akşener, kendisinin 15 yıl boyunca üniversitede öğrencilerine Cumhuriyet tarihini anlattığını ifade ederek, babasının amcasının Gazi Mustafa Kemal ile arkadaş olması nedeni ile onlardan birçok hikaye dinlediğini belirtti.
Akşener konuşurken duygusal anlar yaşayarak, “İçimize dokunan kalbimize dokunan ve en önemlisi birebir ‘Zübeyde Anne’yi yansıtan bir film yapmışlar, inanılmazdı çünkü benim annemden dinlediğim hatıralar var birebir aynı.” dedi.
-“Göçlerin tamamını kadınlar yapmıştır bu ülkede”
Filmi özellikle kadın ve çocukların mutlaka izlemesini isteyen Akşener, Zübeyde Hanım’ın hasta yatağında yattığı odanın kendisini geçmiş yıllara götürdüğüne vurgu yaparak, şunları söyledi:
“Hele o oda. hastalandığındaki o oda, yetimlerle olan ilişkileri ve İslami inancı, temiz saf Müslümanlığı, Allah’a olan teslimiyetini birebir yansıtmışlar. Beni çok uzaklara götürdü bu film, bütün milletimizden ricamızdır, bu filmi özellikle kadınlarımız gençlerimiz ne olur Allah aşkına seyretsinler. Hem o Türk kadının. Bütün o göçleri hep kadınlar yapmıştır, hem Kafkasya’dan hem Balkanlardan gelen göçlerin tamamını kadınlar yapmıştır bu ülkede. Göç kavramını vermişler, muhteşemdi ve en önemlisi biz kadınlar hepimiz aynıyız onu hatırladık biz çocuklarımız için her bir zorluğa katlanır yeter ki onlar mutlu olsun diye.”
Akşener filmden en çok etkilendiği sahnenin Zübeyde Hanım’ın sabah namazı kıldığı esnada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün odaya girdiği bölüm olduğunu ifade ederek, “O hasta yatağında yatarken sabah namazı kılarken görmesi hiç gitmeyecek gözümün önünden. Çünkü onları dinlerdim, çünkü her gittiğinde Fetih suresi okurmuş her savaşa gittiğinde ya Fettah çekermiş ‘İnna fetahna leke fethan mübina’ çekermiş. Bunlar benim ailemden dinlediklerim, çok şey hatırladım.” dedi.
-“Bir anne ve kadın hikayesi olması yüzüncü yılımıza en güzel armağanlardan biri”
Filmin başrol oyuncusu Aslıhan Güner AA muhabirine yaptığı açıklamada, senaryo eline ilk geldiğinde duyduğu heyecanı dile getirdi. Film çekimlerine başlamadan önce sürekli Zübeyde Hanım’ın hayatına dair araştırmalar yaptığını söyledi.
Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım karakterini oynamanın kendisi için büyük bir şans olduğunu aktaran Güner, “Bir anne ve kadın hikayesi olması yüzüncü yılımıza en güzel armağanlardan biri çünkü Ata’mızla ilgili birçok film, tiyatro, müzikal ve benzeri bir çok proje var ama bizi tüm bunlardan ayıran bir anne oğul hikayesi olmasıydı.” ifadelerini kullandı.
Güner, seyircinin Mustafa Kemal Atatürk’ü ilk kez annesinin gözünden izlemesine vesile olmasından duyduğu heyecanı belirterek, çekimler boyunca rolünün verdiği ağırlığın altında kaldığını dile getirdi.
Filmi izlerken aynı duyguları tekrar yaşadığını aktaran Güner, ebeveynlere ve kadınlara çağrı yaparak, şunları söyledi:
“Çocuklarınızı ellerinden tutun ve bu filme muhakkak götürün. Çünkü ben ilkokulda hiç unutmadığım Çanakkale filmidir. Okullarda bizi toplayıp götürdükleri o film aklıma mıh gibi çakılmıştır. Binlerce film izlemişimdir ama o küçük çağda ki etkilendiğim, bu vatanın nasıl kurulduğu, ne fedakarlıklarla yapıldığı ve kurucumuzu, annelerini, bütün oraya giden gençleri ve binlerce şehitlerimizi anlamak adına. Bu ara dijital ve sosyal medyanın çoğaldığı okumanın biraz daha zorlaştığı ve tarih araştırmasının zor olduğu bir dönemde izlemenin ve sanatın en güzel aracı olduğunu düşünüyorum ve sinema bunların en güzellerinden bir tanesi. O yüzden herkesi Zübeyde Analar ve Oğullar filmini izlemeye davet ediyoruz.”